29 Temmuz 2021 Perşembe

 

Orman kadastrosu - Bilirkişi raporu - GÖREV - KEŞİF - ÇELİŞKİ – TAŞINMAZ : https://www.hukukmedeniyeti.org/karar/37682/orman-kadastrosu-bilirkisi-raporu-gorev-kesif-celi/?v=list&aranan=kroki

 

 

T.C.
Yargıtay
20. Hukuk Dairesi

 

Esas-No:2014/8153
Karar-No:2015/476
K.-Tarihi:- 28/01/2015

Özet:



Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:...

Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. ...

Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Orman Yönetimi vekili, tapuda
davalılar murisi adına tarla niteliğiyle kayıtlı Yaylaalan Köyü Aşağıyazı Mevkii 110 ada 8 parsel sayılı 1157,73 m² yüzölçümündeki taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla orman tahdidi içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 110 ada 8 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokide yeşil renkli (B) harfiyle gösterilen 138,08 m²'lik bölümünün
tapu kaydının iptaliyle Hazine adına orman niteliğiyle tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından reddedilen (A) harfiyle işaretli bölüme yönelik temyiz edilmiştir.
Dava kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 09/06/1972 tarihinde askı ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 09/06/1993 tarihinde askı ilanı yapılıp dava tarihinde kesinleşen sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile bu ormanlarla evvelce sınırlandırması yapılmış ormanlarda ve 2/B uygulaması vardır. Daha sonra 4999 sayılı kanuna göre yapılan fenni hatların düzeltilmesi çalışması bulunmaktadır.
Davacı Orman Yönetimi, dava dilekçesi ile ekindeki inceleme raporu ve haritada gösterdiği üzere çekişmeli taşınmazın 1972 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarındaki tutanaklara göre orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen, ormancı bilirkişi Raporunda dava konusu taşınmazın tamamının 1972 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında orman tahdit sınırı dışında kaldığını, memleket haritası, amenajman haritası ve hava fotoğrafları incelemesinde ise taşınmazın (A) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, (B) bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu bildirdiği ve ek raporunda tutanaktaki 18 nolu OTS noktasından olan çıkış dikkate alındığında; Çıkış Güney- Batı yönde ve devamında da patika ve 19 nolu OTS gelmekte, dolayısıyla bu 3302 uygulaması hattı ve çizimi 1972 yılı orman kadastrosu tutanağına uygun olduğu belirtilmiş olduğu anlaşıldığı, mahkemece dava konusu taşınmazın bilirkişi raporlarında (B) harfi ile gösterilen kısmının daha öncesinde yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalmakla birlikte memleket haritası, amenanjman planı ve hava fotoğraflarının incelemesine göre eskiden beri bu kısmın orman vasfında olduğu, sonrasında buraya tapu verilmiş olmasının orman vasfını kaldırmayacağı, öncesi orman olan yerlerin sonradan tapu veya zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davacı Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından 1972 yılında yapılan orman tahdidi ve 1993 yılında yapılan aplikasyona göre taşınmazın konumunun ayrı ayrı gösterilmediği, tutanaklar ile harita arasında çelişki varsa tutanaklara değer verileceği hususunun gözönünde bulundurulmadığı, tüm bu konuların tartışılıp değerlendirilmediği görülmüştür.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında
halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır…Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/01/2015 günü oy birliği ile karar verildi

 

 

 

 

YARGITAY
20. Hukuk Dairesi 2007/4414 E.N , 2007/7021 K.N.


İlgili Kavramlar

ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZ
EKSİK İNCELEME
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
YETERSİZ BİLİRKİŞİ RAPORU

İçtihat Metni


Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında, Tozman Köyü 117 ada 7 parsel sayılı 2827.73 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Keşif sırasında dinlenen orman bilirkişi Servet Bölükbaşı tarafından Resmi belgelerin uygulanmasına dayalı olarak düzenlenen 17.7.2006 tarihli raporda, çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarında yeşil orman alanı içinde kaldığını ve sonuç olarak orman sayılan yerlerden olduğu bildirmiş ve ekli memleket haritasında taşınmazın konumunu yeşil alanda nokta şeklinde gösterilmiştir. Ayni bilirkişi tarafından düzenlenen 18.3.2007 tarihli ek raporda ise dava konusu taşınmazın daha önceki raporda belirtildiği gibi tanzim edilen memleket haritasında ayni konumda ve orman kapsamında kaldığı bildirildiği halde rapora ekli ölçekleri eşitlenmiş ve kadastro paftası ile çakıştırılmış orijinal-renkli memleket haritasında taşınmazın kısmen açık alanda kısmen yeşil alanda işaretlendiği gözlenmiştir. Dosyada mevcut ziraatçı bilirkişi Mustafa Uysal tarafından düzenlenen raporda da taşınmazın üzerinde 2 ocak kök kısmından sürgün vermiş 30 yaşlı incir ağacı, 2 adet 25 yaşlı erik ağacı, 4 adet 15 yaşlı elma ağacı, 2 adet 15 yaşlı badem ağacı,62 adet 10-70 yaşlı kiraz ağacı , 26 adet 305 yaşlı mahlep fidanı ve 9 adet 20 yaşlı zeytin ağacı olduğu bildirilmiş olup orman bilirkişi raporunda belirtilen genç meşe ve çam ağaçlarından bahsedilmemiştir. Orman bilirkişi rapor ve ek raporu ile ziraatçı bilirkişi raporu birbiri ile çelişkili olup bu raporlar dayanak alınarak hüküm kurulamaz.

Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.

Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı ve ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Musa Tunay'ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde gerçek kişiye iadesine 28/05/2007 günü oybirliği ile karar verildi.

 

 

Uzman Görüşü ve Bilirkişi Raporu'nun Çelişmesi Haline İlişkin ...  YARGITAY KARARI…

 

http://www.erdem-erdem.av.tr/yayinlar/hukuk-postasi/uzman-gorusu-ve-bilirkisi-raporunun-celismesi-haline-iliskin-yargitayin-gorusu/

 

 

Virüs bulunmuyor. www.avast.com

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder