30 Mart 2019 Cumartesi








.........................................MİLLETİN EFENDİSİ.............................


-/- Seçim de bitti; artık vatandaş daha da güçlü!
-/- [ Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.] Hadis….
-/-Valisi, kaymakamı, memuru, bürokratı kendilerinin millete hizmet ehli olduğunu unutmuş, kanunları hakimiyet ve benlik tahakküm aleti olarak kullanıyor, millete efendilik taslıyorlar!
-/-Bu tipler az da olsa, gücün adaletine teslim olmuş, hukuksuzluğu hakim kılıyorlar. Mevzuatları, hukuksuzlukların dayanağı gibi kullanıyor, pervasızca kanun ve yönetmelikleri usulsüz işlemlere alet ediyorlar!
-/-Resmi kılıf içinde usulsüz işlemler yapılıyor; usulsüz işlem yapanların soruşturulması için amirlerinin izin vermeleri gerekiyor. 657 Sayılı Kanuna dayanıyorlar. Sorumlululardan hesap sorulamıyor. Vatandaşın hukuku ihlal ediliyor!
-/-Resmi kurumlarda usulsüz işlemlerin ucu denetimsizliğe dayanıyor; denetim görevini yapmayan amirin, memurunun soruşturulmasına izin vermesi mümkün olmuyor. Kendilerini ele vermeleri gibi bir durum ortaya çıkıyor. Ast-üst birbirlerini koruma yolunu seçiyorlar. Bu konuda, benim de bildiğim, bir kamu idaresi başı çekiyor!
-/-Dostlar alış-verişte görsün işlemleri yapılıyor; sonuçta 657'ye göre ya soruşturma izni verilmiyor ya da takipsizlik diye bir müessese var, hukuk oraya takılıyor.
-/-Bütün bunlar mağdur olmuş kişilere ‘’adelet’’hissettirmiyor; hukuksuzluk içinde sürekli mağduriyet ve adaletsizlik hissettiriliyor. Bu durum; yöneticilerin şahsında devlete güveni zedeliyor. Devlete karşı güvensizlik, adaleti musalla taşına yatırıyor.
-/-Valisi, kaymakamı, memuru, bürokrati kendilerinin millete hizmet ehli olduğunu unutmuş, mevzuatları manipülasyon güçleriyle iğdiş edip, millete efendilik taslıyorlar. Bize başka çare bırakmıyorlar; Bilgi Edinme Hakkı ve şikayet Kanunu var. Biraz zaman alacak, sonuç alacağız!
-/-Valiler, kaymakamlar, memurlar, bürokratlar, manipülasyonlarındaki hünerlerini, millete hizmette sergileseler, gerçekten millete efendi olacaklar. Her nasılsa zilleti tercih ediyorlar.
-/-Halbuki ‘’Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.’’
-/-Seçim de bitti; artık vatandaş daha da güçlü!
5. AŞAĞILAMA, AŞAĞILANMA: AŞAĞILADIKÇA AŞAĞILANMA YARIŞI!
a. O dönemde toplumun her kesiminde aşağılamalar vardı. Şehirli köylüyü aşağılardı. Memur vatandaşı aşağılardı. Üst rütbeli aşağıdaki rütbelileri aşağılarlardı. Başlar ayakları beğenmiyordu.
b. Bu aşağılamalar değişim gösterdi, alt rütbeliler üst rütbelileri aşağılamaya başladı. Ayaklar baş oldu. FETÖ bunu da başardı.
c. Askerde cübbeler rütbeleri örterdi. Şimdilerde siviller rütbeleri örttü!
d. Memurlardan ‘’BEY’’ olanlar, memurlardan ‘’ EFENDİ’’ olanları aşağılarlardı. Memurlar bey ve efendi diye ikiye ayrılıyorlardı. Bey! ve Efendi!
e. Müstahdemler ‘’EFENDİ’’ sınıfındaydı. Köy ağaları, köy, kasaba ve şehir zenginleri ‘’EFENDİ’’lerdi. Henüz ‘’BEY’’ liğe terfi edememişlerdi.
f. Aşağılama toplumu sarmıştı, sarsıyordu! Aşağıladıkça aşağılananlar, belki de daha çok aşağılanmak için aşağılamaya devam ediyorlardı!
g. Amir memuru, memur vatandaşı aşağılıyordu. Vatandaş aşağılandıkça aşağılamaya, aşağıladıkça aşağılanmaya teşne oluyordu.
h. Aşağılayıp, aşağılanan aşağılıkların okumaya, öğrenmeye vakti yoktu!
i. Ailelerde eğitim olması gerektiği gibi yürüyordu. Çocuklar evlerde sözlerle değil, davranışlarla öğreniyorlardı. Sanki o anne babalar bunu biliyorlardı. Ona göre davranıyorlardı! Çocukları yuvalarında daha iyi, daha mükemmel öğrensinler diye, aşağılamaları davranışlarıyla tiyatroya dönüştürmüşlerdi; iyi oynuyorlardı! Çocuklar sokaklarda anne-babalarını taklit ediyorlardı.
j. Sokakta aşağılanan vatandaş, evinde eşini aşağılıyordu. Eşini aşağılayan babanın davranışlarını çocukları taklit ediyorlardı!
k. Anne babalar okumuyordu. Çocuklar okumaları taklit edemiyordu.
l. Çocuklar, aşağılayan abidesi kesiliyor, aşağıladıkça aşağılanmanın zevkine varıyorlardı. Aşağılayan aşağılayana yarış yapıyorlardı!
m. Aşağılama yarışı evden sokağa, sokaktan mahalleye, mahalleden okula, okuldan devlet dairelerine, siyasete, oradan devlete uzanıyordu. Toplum bu konuda birbirlerini, davranışlarıyla iyi eğitiyordu!
n. Çocuklar askere maharet kazanmış olarak gidiyorlardı. Peygamber ocağı, aşağılama-aşağılanma ocağına dönüşmüştü.
o. Erler hizmet ehliydi. Erbaşlar, astbaşlar yani astsubaylar, yedek subaylar, subaylar, kurmay subaylar gibi kademeler oluşmuştu.
p. Hiç bir kademe, bir diğerinin ruhuna giremiyordu. Adeta ruhlar çarpışıyordu. Her kademe, diğer kademenin ayaklarına bakıyordu!
q. Köylü, şehirli, eğitimsiz, eğitimli, fakir, zengin, görgülü, görgüsüz kademeler birbirlerinin encamını iyi görmüyorlardı. Birbirlerine tahammül edemiyorlardı. Tahammülsüzlük ülkeyi kaplamıştı.
r. Allah’a şükür. Gazeteler, televizyonlar derken, teknoloji fışkırdı son 20 yılda. Vatandaş kendi haklarını, devlet ehli de vatandaşa hizmetin ne demek olduğunu öğrenmeye başladı.
s. Yine de cüppeler rütbeleri, rütbeler liyakatleri örtmeye devam ediyordu. 

YARIN: 6. AŞAĞILAMALAR SIZMALARI BERABERİNDE GETİRDİ. SIZMALAR DA SIZDIRMALARI BERABERİNDE TAŞIDI


Yorumlar
6. AŞAĞILAMALAR SIZMALARI BERABERİNDE GETİRDİ. SIZMALAR DA SIZDIRMALARI TAŞIDI! ÇareSİZSİNİZ!
a. Yine aşağılamaların ışığında o günlerde başlamıştı, sızma arzuları. Arzular düşünceleri, düşünceler algıları kovaladı. Planlara geldi, sıra!
b. Elbette planların nasıl uygulanacağı, hangi süreci takip edeceği de planlanmalıydı. Onu da yaptılar. Uzun zaman aldı. Sonunda uyguladılar.
c. Aşağılanmaktan bıkan toplum, birilerine sığınmaya hazırdı. Özellikle çocukları için fedakarlık yapıyorlardı. Birilerine sığınmanın ötesine sızmaya hazırlardı. Herkes çocuklarının geleceği hatırına bir yerlere sızmaya hazırlanıyordu. Garip yıllardı. Kimlikler boşalmış, yüzler ikilemişti. Kimseyi ikna etmeye gerek yoktu, kişiler ve kurumlar sızmaya da, sızdırmaya da hazırdı.
d. Kimi partilere, kimi bürokrasiye, kimi cemaatlere, kimi vakıf, kimi çeşitli dernek, kimi işadamları konseylerine sızıyorlardı. Çare buradaydı. Aşağılanmaktan kurtulmanın, eşit göz hizasından bakılmanın çaresini burada görüyorlardı.
e. Baba ya da anne; ya bu diyordan gidecekti, ya da bir yere sızacaktı. Başka çaresi yoktu. Adam yerine konmanın çaresi sızmadaydı.
f. Sadece biri sızsa yetiyordu, diğerini peşinden sürüklüyordu.
g. Akıl tutulması vardı. Aklı tutulan herkes, bir başkasının akıl tutulmasına yakalanması için görev alıyordu. Örümcek ağına kula kul olabilecek tipler seçiliyordu. Örümcek ağları ortalığı sarmıştı. Sizmalar başlamıştı.
h. Sızma becerisi gösterenler, bir kademe daha atlıyor ve birilerini de sızdırıyorlardı.. Öyle de oldu. sızıntı sızıntı sızdılar, sızdırdılar sonunda.
i. Bu defa devlete sızmak isteyenler, öncelikle askere, polise, adliyeye sızmışlardı. Milli Eğitime ve devletin diğer önemli kurumlarına sızmaya devam etmişlerdi.
j. Halkın cebine sızmışlardı. Memurların, işçilerin de ceplerine sızdılar. Sızdıkça sızdılar. Sızdıkça sızdırdılar. Sızmayı öğrendiler, sızdırmaya başladılar:
k. CİA’yı sızdırdılar, Mossad’I sızdırdılar, İngiliz İstihbaratı zaten dünyaya sızmış durumda, KGB’yi, İran İstihbaratını sızdırdılar. Kimseyi küstürmüyorlardı. Herkese bir parça sızıntı düşüyordu.
l. Sıza sıza sızdıra sızdıra bir hal oldular. Pervasız bir şekilde sızmaya, sızdırmaya devam ettiler. 15 Temmuz geldi, dayandı!
m. Bünye artık sızıntı kabul etmiyordu. Korkusunu yönetmeye başlamıştı. Korka korka can çekişmek istemiyordu. Bir an önce ölmeli ya da bu şeytanlığa dur, demeliydi. Dünyanın şeytanlığı canına tak, demişti.
n. 15 Temmuz’da 62’si polis 246 kişi şehit oldu. Ölümlerin %95’I Ankara’da gerçekleşti. 1535 yaralılın %90’ı Ankara ve İstanbul’da vaki oldu. Gözaltına alınanlar ve tutuklananların sayısı neredeyse hergün değişiyor.
o. Şimdi 15 Temmuz’a sızma sızdırma peşinde herkes! Her şey birbirine karışmış gibi. Kimse kimsenin gözünden, yüzünden bir şey anlamıyor.
p. Artık gönüllere, beyinlere sızmak zor, algılara sızıyorlar. Avrupa’dan, Amerika’dan dünyadan ve Türkiye’den insanlar algı taarruzu altında. Artık medya algı yönetimi ile sızmalar başladı. Tam da zamanı;
q. Eşit göz hizasından birbirimize baktıkça, tahammül ettikçe, birbirimizi sevdikçe, birbirimize kenetlendikçe, bunları da aşacağız.
r. Sızan sızana, sızdıran sızdırana kalamayacak, ihanet evin içinde hayat bulamayacak, evin kapısını aile fertlerine güvenecek, kendini kardeşine emanet edecek….
s. Çünkü ÇareSİZSİNİZ!
YARIN : 7. ÇARE ; ÇareSİZSİNİZ!

Yorumlar