30 Kasım 2021 Salı


 

       ………………CUMHURBAŞKANININ RAKİBİ MİLLETİN DÜŞMANI!.......!

 

1.      Oligarşik Bürokrasi YA DA Bürokratik Oligarşi birbirinin ikizidir bunlar;  birbirine benzerler…

2.      Oligarşik Bürokrası,seçilmişlerin gidici, kendilerinin kalıcı olduğunu ve devletin kendileri olduğunu düşünür!

3.      Oligarşik Bürokrasi üyeleri genellikle hukuksuzluğu kamu görüşü haline getiren, bunun için mesai harcayan bir gruptur.

4.      Devletin temelini oluşturan bürokrat kesimi ise düzenli, hukuka uygun hareket eden, devleti yüceltmek, millet hizmet etmek için çırpınan bir kesimdir.

5.      Çoğunluk, demokrasiye inanır, seçilmişlerin halkın temsilcisi, kendilerinin ise milletin hizmetçileri olduğunu bilir, ona göre davranır.

6.      En önemli kusurları ise problem çıkarmayı sevmedikleri gibi, problemlerle yüzleşmeyi, mücadele etmeyi, Oligarşik Bürokrasi ile karşı karşıya gelmeyi de sevmez.

7.      Her şeyin, biraz da kendi kendine yürümesini, hatta düzelmesini ister; evinin geçimini düşünen, çocuklarının rızkına mecbur oldukları hissi ile dolan, garip gurabadır! Bu grup biraz da uydudur! Gelene ağam, gidene paşam diyen bir gruptur!

8.      Bu garip guraba kimseler, memuriyetten ayrıldıkları taktirde, başka geçimlerini temin edebilecekleri imkanlarının olmadığını düşünürler.

9.      Bu yüzden de hem kendilerine, hem kaderlerine küsmüş gibidirler. Oligarşik Bürokrataların hilelerine karşı suskunluk sarmalına girmişlerdir. Susarlar ve susmaya devam ederler!

10.  Dışlanmaktan, yadırganmaktan ürkmekten öte korkarlar; korkurularını yönetemezler. Felsefeleri kimsenin işine karışma,  işine gel-git, suya-sabuna dokunma!

11.  Oligarşik Bürokratlar ise feleğin çemberinin dolanmış deneyimli kişilerdir; çözümü değil, sorunu severler! Çünkü oradan beslenirler! Onların yaşam kaynağı sorundur!

12.  Halka hizmet etmeyi değil, halkın haklarını, iradesini egemenlikleri altına almak hukukları olduğunu düşünürler; madem o makamı işgal ediyorlar, halkın iradesini de işgal edebilirler!

13.  Bu kişiler özlerinden gelen liyakatlerinin ötesinde, keramet buyurdunuz tavırlarıyla, makam ve mevki kazanırlar; aynı şeyi bu defa milletten ya da etrafındaki kimselerden beklerler.

14.  Herkesi aşağılar, enerjilerini yükseltmek için aşağılanmayı beklerler! Aşağılarken, aşağılanmakta geç kaldıkları zaman çıldırırlar!

15.  Kibir insanlardır; dünyayı kendilerinin yarattığını, bulundukları makamda kendilerinden başka kimsenin o makamı dolduramayacağını düşünürler! Kibirler kibar değildirler!

16.  657 Sayılı Kanun neden değişmiyordur, sizce! Çok net! Siyasetin gücü yetmiyor! Bürokratik Oligarşi bu işin ustası, zaman kazanmayı da kaybettirmeyi de iyi bilir!

17.  Oligarşik Bürokrasi baş belasıdır; hukuksuzlukların kaynağıdır!

18.  Oligarşik Bürokrasi sadece Sayın Cumhurbaşkanının rakibi değil, milletin de düşmanıdır!

19.  Oligarşik Bürokrası sadece milletin değil, devletin ve bizzat kendilerinin düşmanıdır; en büyük kötülüğü ise kendilerini ve nesillerine yaparlar!

20.  Çocuklarının, gururla anacağı hikayeleri bile yoktur!


 KOCAELİ VALİLİĞİ VE TÜPRAŞ  KORKARAK YAŞAMAMIZI İSTİYOR…

 

Mücadele etmeyi değil korkmayı öğrenmek hayata başlamamaktır; korkmayı öğrendik!

Korkmayı öğretenlere kendimize geldiğimizi anlatamıyoruz. Kibarlığımızı zayıflığımız olarak algılamak istiyorlar. Anayasal haklar, kanunlar, ihlal ediliyor; mevzuat oyunlarıyla ….

1.       Mücadele etmeyi değil korkmayı öğrenmek hayata başlamamaktır; korkmayı öğrendik!

2.       Köylerde ‘Jandarma’ siluetinden korkardık; uzaklarda bir yerlerde bile olsa!

3.       Şehre indik ‘Polis’ çizgilerinden korkmaya başladık; hayalinden bile!

4.       Kamu Dairelerinden ürkmeye korkmaya başladık; nüfus idaresinden bile!

5.       Bankalarda bulunan paramızı çekmek isterken bile azar işitirdik; keyif memurundu!

6.       Ve memur, devleti temsil ederken, devlete gösterilen saygıyı bekleyen kibir oldu!

7.       Kibir, kendini üstün görmeye ve bu duyguyla aşağılayıcı davranışlarda bulunmaya başladı.

8.       Kibir, kendini vatandaştan ayrıştırdı, aralarında, vatandaşa karşı dayanışma oluşturdu.

9.       Vatandaş bilinçlendikçe, hak-hukuk dedikçe kibirin bu tutumu daha organize hal aldı…

10.   TÜPRAŞ’ın Özel Güvenlik Bölgesi Emniyet Mesafesi uygulamalarında daha beteri oldu.

11.   Artık kibirin dayanışması, kibirler topluluğunun barındığı kamu kurumlarına sıçradı.

12.   Kocaeli Valiliğinden aldıkları cesaretle ilgili kamu kurumları mevzuatla oynamaya başladı.

13.    Körfez Kaymakamlığı, Tapu Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü başı çekmeye başladı.

14.   Yapılması gerekeni yapmıyor, yapılmaması gerekeni yapıyorlar; usulsüzlük kol geziyor.

15.   Kibir dayanışmasıya, ‘Anayasal haklarımız’ ihlal ediliyor; hem de mevzuat oyunlarıyla…

16.   Kocaeli Valiliği, şirketlere polis gönderip ‘ÖGB’den çıkmak istiyorum’ dilekçeleri topluyor.

17.   Kocaeli Valiliği, şirketleri valilik salonlarında topluyor; ÖGB konusunda gözdağı veriyor.

18.   TÜPRAŞ, Bakanlar Kurulu’nu tehdit ediyor; dediğim dedik, ‘’TÜPRAŞ ne derse O’ diyor!

19.   Kocaeli Valiliği, Kamu Denetleme Kurulu’nun istediği inceleme yerine, onu oyalıyor!

20.   Kocaeli Valiliği, İçişleri Bakanlığına, konu ile ilgili olarak gerçek dışı bilgi vermekten çekinmiyor.

21.   Koceli Valiliği, Kocaeli C.Başsavcılığının yazılarına, bilinçli bir şekilde ‘’Eksik İnceleme’ile cevap veriyor.

22.   Koceli C.Başsavcılığı, aldatma anlamına gelen ‘Eksik İncelemeyi’’sineye çekiyor…

23.   Herkes bir şeylerden korkuyor; her nasılsa kimse korkusunu yönetmek için bir bir çaba sarfetmiyor.

24.   Korkuyu yönetememe yüzünden; Kanunlar, yönetmelikler ihlal ediliyor, kamuya güven zedeleniyor.

25.   Sanki gizli bir el korkarak yaşamımıza devam etmemiz istiyor; kamuda korku imparatorluğu sürüyor.

26.   Bilgi Edinme Yasası’nı da, CİMER’in yarattığı gücü de kırmak için kamuda manipülasyonlar devam ediyor.

——-MAHKEME KARARLARI ANAYASA’YA AYKIRI!..
1- Mahkeme kararları Anayasa, ilgili kanunlar ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlara aykırı veriliyor; buna rağmen kararı veren bağımsızlık ve tarafsızlıktan dem vurarak ‘sorumluluk’ hissetmiyor!
2- ‘Sorumluluk hissetmemek’ sorumsuzluk hissetmektir. Yargı’da sorumsuzluk, verilen kararlarla ilgili hesap vermemek olarak tecelli ediyor!
3- Kanun yollarının açık olması buna dayanak olarak gösteriliyor. Verilen kesin kararlar ise bit ucube; orada kanun yolları da gösterilmeyebiliyor.
4- Bu uygulamalar hak, hakkaniyet, adil yargılama ve yargılanma ilkelerine gölge düşürüyor. Kararı verenin, kararını gerekçelendir-e-memesi ise kararlarına sahip çık-a-mıyor, anlamına geliyor.
5- Sorarlar vicdanlara;” Sahip çIK-a-madığın kararları neden alırsın?” Bu şekilde alınan yargı kararları, Anayssa, kanunlar ve uluslararası mahkeme kararları ve sözleşmelerine aykırıdır.
6- Adaletsizlik ölümcül kansere dönüşmeden çare bulunmak gerekir…
Ihsan Gumus, Hüseyin Özel ve 1 diğer kişi
1 Yorum
Beğen
Yorum Yap
Paylaş

1 Yorum

  • Nurol Sarıçiçek
    HUKUKİ KARAR GEREKÇEDEN ANLAŞILIR!…
    1- Ceza Muhakemesi Kanunu m.34, 230, 232 ile
    2- Anayasa m.141/3'de, hakim ve mahkeme kararlarının gerekçeli yazılması öngörülmüştür.
    3- Bunun önemi, kanun yollarında karşımıza çıkmaktadır.
    4- Mahkeme kararlarının gerekçeli olması adil yargılanmanın temel unsurlarından biri olup, hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereğidir.
    5- Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukukî gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir.
    6- Zira mahkemenin keyfilikten uzak şekilde, hukuka ve kanuna uygun karar verip vermediği ancak gerekçeden anlaşılabilir.

 SORUMLULUK TAŞIMAYAN İNSANDAN SAYILMAZ!...

"Çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük armağan, sorumluluk duygusunun kökleri ve özgürlüğün kanatları olacaktır."
Denis Waitley
Sorumluluk duygusu taşımayan çocuğa, hakime ve savcıya, valiye, kaymakama ve anne-babaya, yurttaşa da bağımsızlık, tarafsızlık ve özgürlük gerekmez!
Ayrıca, sorumluluk taşımayan özgür ve bağımsız da olamaz!
Güven Özel, Ercan Gündüz ve 12 diğer kişi
2 Yorum
2 Paylaşım
Beğen
Yorum Yap
Paylaş

2 Yorum