22 Nisan 2019 Pazartesi


Nurol Sarıçiçek durumunu güncelledi.
24. POLİSİN YÜZÜ SOĞUK, KALBİ YUMUŞAKTI!
a. 1977’lere kadar Polis kadrosu ve nicelik açısından zayıftı. Toplumsal olaylar polis sayısının artırılmasını sağladı. Genellikle ekonomik güçlükler içinde kıvranan ailenin çocukları polis oluyordu. Polislik zordu. Akan su yosun tutmaz derlerdi. Polisler atandıkları yerde yosun tutamazlardı. Oradan buraya, buradan şuraya, oraya gidip gelirlerdi. Göçebe kuşlar gibi uçar dururlardı. Polisin kaderi uçmaktı. Bu uçuş bazen ailenin düzenini alt üst ederdi. Siyasilerin iki dudağı arasına sıkışmış hali polisin kabusuydu. 
b. Birincisi yönetmelik izin vermezdi. İkincisi o günün siyasilerinin eli polisin üstündeydi. Bugün burada, yarın nerede olacaktı, belli olmazdı.
c. Eline ekmeğini almıştı, şükrederek dur durak demeden çalışıyordu. Güneş üstüne doğmazdı. Sabah gün ışıklarından önce yollarda vatandaşın güvenliği sağlamak için koşuyordu. Her ay düzenli maaşını alıyor, ailesinin geçimini sağlıyordu. Mutluydu, biraz da tehdit korkularından alınabilseydi. Her türlü metanetin içinde yüzenler bile polise gözdağı vermek cüretini gösteriyordu. 
d. Anadolunun ücra köşesinden gelmiş, kalabalıkların gürültülü yaşamını sakinleştirmekte pay sahibi olmuştu. Gururluydu. Yine bu korkuları, tehditleri hakettiğini düşünmüyordu. 
e. Bir taraftan kalabalıklardan korkuyor, tedirgin oluyordu. Diğer taraftan geleceğe umut doluydu. Bu durum aslında sinerji de yaratıyordu.
TERÖRÜN HER ÇEŞİDİ
f. Bütün zorluklara göğüs germek, ailesinin geçimini sağlamak zorundaydı. Toplumsal olaylar, terör alıp başını gitmişti. Bir taraftan da, polis, devleti temsil ediyordu. Otorite insanlara cazip geliyordu.
g. Gerek ekonomi gerekse kültürel gelişmişlik yüzünden horlanan, aşağılanan Anadolu insanları devletin kanun önündeki temsilcisi olmuştu. Bu sorumluluk önemliydi. Taşımak gerekiyordu. Bu sorumluluğu taşımak kolay değildi. Birikim gerektiriyordu. TAHAMMÜL, sabır VE sevgi gerektiriyordu.
h. Böyle bir birikimi yoktu. Bu kadar sorumluluğu taşıyacak tecrübesi ve gücü de yoktu. Biraz zamana ihtiyacı vardı. Üniformayla polisin yüzü soğuk, kalbi yumuşaktı. Kibarlığını zayıflık olarak algılıyorlardı. Kibarlığı insanlığını ve yasaya saygısını gösteriyordu. POLİSTİ, KENDİNE SAYGILI OLACAKTI. O SAYGI KENDİSİNİ HERKESE SEVGİLİ YAPACAKTI! Kendine saygılı, herkese sevgili ol, diyordu.
i. Dün halktan biri olan o günün polisi, mahkemeden, jandarmadan, polisten ve hatta devletin memurunun üniformasının düğmesinden hep tedirgin olmuştu. Şimdi roller değişmişti. Polisten tedirgin olan vatandaş, devletin polisi olarak vatandaşı tedirgin etmeye başlamıştı. Vatandaş iken yaşadığı korku terörünü, belki istemeden vatandaşa yaşatıyordu. Terör mimarları mafya VE her çeşit çete ve örgütlerden vatandaşı ayırmak gerekiyordu. Polisin en büyük yardımcısı vatandaştı.
j. Bir çelişki vardı. Polis, dünü hatırlayınca ürkek davranıyordu. Dünün ürkütülen vatandaşı, o gün tedirginlik yaratabiliyordu. Dün ürken, bugün ürküten durumunda olmak hassasiyetini depreştirmişti. Polis halktan, halk polisten tedirgindi. Polis halka güvenmek zorundaydı. Halkın polisine güvenmesi gerekiyordu. İçinde bir korku, bir ürperti, bir tedirginlik vardı. Umudunu koruyordu. O da enerjisini sinerjiye dönüştürüyor, kendisini daha güçlü hissettiriyordu.
DOKUZ YAŞINDA BÜYÜMEK!
k. Hassasiyetini sorgulamaya başladı. Aklına 9 yaşında içmeye başladığı sigara geldi. 9 yaşında sigara içmeye başlamıştı. Köyünün delikanlılarının arasına giremiyordu. O delikanlılar, kendi aralarında eğleniyor, gülüşüyor, şakalaşıyor kendisine prim vermiyorlardı. Aklı almıyordu. Nasıl bunların arasına girecekti.
l. Yaz aylarında köye gelen ailesi şehirdeki sıcaklığı oğluna burada yaşatamıyordu. O da kendisini köyün hayvan güdülen meralarında, yaz kuran kursu derslerinde, köyün ortasında bulunan kahvehanelerde, Cuma günleri cami cemaatleri arasında, düğünlerde, gençlerin bulunduğu her yerde boy göstermeye çalışıyordu. 
m. Köyünde yabancılık duyuyordu. Oynamak, insanların arasına karışmak, sokak çocuğu kimliğini korumak istiyordu. Sonunda çareyi buldu. Babaannesinden aldığı harçlığı o dönem jelatinli bafra sigarasının muteber algısına yatırdı. Önce denedi. Öksürmeye başladı. Tecrübe ettikçe, denedikçe yaşlı başlı adamları taklit etmeye başladı. Uğraşınca oluyordu. Sigaranın tiryakisi olmuştu. 
n. Keyifle jelatinli bafra sigara paketini kıyısından, maheretle açtı. Köyün ortasında meydanda oturan, birbirleriyle gülüşen kendisinden büyük gençleri tek tek dolaşarak sigara ikram etti. Hayır diyen olmadı. Gençler biraz şaşkındı. Yine de ikramı Kabul ettiler. Böylece arkadaşlıkları başlamış oldu. Henüz 10 yaşında girmemişti. İlk okulun 4. Sınıfına geçmişti. İlk okulu bitirmek üzereydi. Kendisini büyümüş hissediyordu. Girişiyordu, teşebbüs ediyordu, istediği sonuca ulaşıyordu. 
o. O günleri hatırladı. Gençlerin aralarına girmek için bir adım atmıştı, gerisi de gelmişti. Bütün herkesle arkadaş olmuştu. Bu gençlerin küçük ve sigara ikram edebilen arkadaşlarıydı artık. İsmini duyurmuştu. 
p. Sigaradan aldığı son nefesi hatırladı. Artık bırakmıştı. Sonra polislerin verdiği nefesleri düşündü. Polislik onları ölümün kucağını atmıştı. Nefes alıyordu. ‘’ALDIĞIMIZ HER NEFESİN, VERİLEN SON NEFESLERİN SAYESİNDE’’ olduğunu hatırladı. Arkadaşlarını kaybetmişti. Cenazelerini uğurladıkları arkadaşlarının peşinden yine göreve koşuyorlardı. Bu dünyanın sıkıntısı vardı. Bu çark böyle dönecekti. Mücadele sürecekti.Bu gurur ona yetecekti.
YARIN : 25. POLİSİN YÜZÜ SOĞUK, KALBİ YUMUŞAKTI! Mücadele Sürecekti.
Yorumlar
  • Süleyman Aydın Memişoğlu Allah o günleri bir daha yaşatmasın,çok iyi hatırlıyorum polis elinde çoğu çalışmıyan kısa dokuz kırıkkale tabancalar la terörle mücadele ediyordu.
    1
  • Nurol Sarıçiçek Polis dün terör sevicilere karşı ruhuyla mücadele ediyordu: Bugün asker- polis birlikte mücadele ediyorlar!
  • Nurol Sarıçiçek 1. Alınan her nefes, verilen son nefesin devamıdır; verilen son nefes, alınan son nefesin devamıdır
    2. Nefes alıp vererek, sona doğru yol alırız....!
    3. Nefes bitince, ömür de biter...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder