18 Nisan 2019 Perşembe




23. ANTRENMANLAR TECRÜBE VE GÜVEN KAZIYORDU.
a. Enerji depolamak, tecrübe edinmek, güven kazanmak ve kendinden emin olmak için antrenmanlar başlamalıydı. Antrenmanlar koşu ile başlamış, sahada hedefte pozisyon almakla devam etmişti. Günün sonunda yaptıklarımızı beynimize ve hayal dünyamıza taşımamız gerekiyordu. Antrenmanlar böylece sinerjiye dönüşüyordu. Kazı başlamıştı; antrenmanlar tecrübe ve güven kazıyordu. 
b. Sıkı bir çalışmaydı yaptığımız. Her sabah poligona çıkılır, koşu yapılır. silahlar atışa hazırlanırdı. Yarışma kurallarına göre antrenman yapılırdı. Sonuçta yaptığımız sportif bir çalışmaydı. Belirli bir zaman içinde yapılacak sportif hareketlerle hedef koşmayı planla pratik hale getirmek zorundaydık.
c. Salise ve saniyelerin rol oynadığı, dakikalık atışlardı bunlar. İşaretle koşu başlar, hedef sınırına varınca pozisyon alınır, saniyeler içinde ilk mermiler sıkılırdı. 4 ayrı noktaya koşulur, pozisyon alınır ve hedefe atış yapılırdı. Zaman disipline endekslenmişti! Belirlenen saniyeler içinde koşacak, pozisyon alacak, hedef tutturacak ve puan alacaktın. Bu sportif bir çalışma ve yarışmaydı. Gez, göz, arpacık, nefes, emek ve şans gerekiyordu. Yarışma günü hava durumu atış şartlarına uygun olacaktı, rüzgarın olmaması şanslardan biriydi. Performans, dikkat ve titizlik gerektiriyordu. Ayrıca performans hava koşullarına da bağlıydı. 
d. Fiili ve hayali antrenmanlar yapıyorduk. T.Tayfunoğlu ‘’ Beklersen, sadece sana geleni alırsın; ama eğer gidersen, istediğin her şeyi… ‘’ diyordu. Antrenmanlar tecrübe, kuvvet ve güven kazandırıyordu.
HAYALİ ANTRENMANLAR YAPIYORDUK!
e. Hayali antrenmanlara da ihtiyacımız vardı. Henry de Montherlant ‘’ Hayaller tatminsizlikten doğar; her şeyi yerinde olan bir adam hayal kurmaz.’’ diyerek düşüncemizi destekliyordu. Hayat kısaydı ve dolu dolu yaşanmalıydı. Hayat, hayalleri canlandırmalıydı. Gece gündüz antrenman yapıyorduk. Gündüz antrenmanları koşulu, tüfekli, hedefe sıcak atışlarla yapılıyordu. Gece antrenmanlarında silah elimizde değil, beyinimizdeydi. Tüfeğimizin şarjörüne hayali mermiler yüklemiş, gez, göz, arpacık, tetik düşürüyorduk. Gece yastığa başımızı koyduğumuzda da antrenmanlara devam ediyorduk. Kimse hayallerimizi sormadı. Hayallerimiz çok büyüktü! William James ‘’ Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsan, ona hayallerini sor!’’ diyordu.
g. D.Hume ise, ‘’ Hiçbir şey, insanın hayal gücü kadar hür değildir.’’ diyordu. Hayallerimiz hürdü, yetişmek zordu. Hayallerimizi canlandırmak, hayata tutundurmak bize düşüyordu. Arzumuz kazanmaktı, bunun için kafa yoruyorduk, kendimizi inandırarak algı oluşturduk, planlarımızı yaptık ve uyguladık.
h. İnsan hayal ettiği ve düşündüğü kadardı. Ayrıca hayal kurmak eğlenceli bir işti. Her zaman seni eğlendirirdi. O zor olana katlanmak gerekiyordu. Zorluklarla beraber kolaylıklar vardı! İnşırah Suresi haber veriyordu. D. Trump ABD Başkanı olmuştu. Hayal etmişti. Gerçekleştirmişti. Kimse O’na da hayallerini sormamıştı. ‘’ Hayal eden değil, gerçekleştiren olun!’’ diyordu. Hayal etmek yetmiyordu, gerçekleştirmemiz gerekiyordu. Bunun için düşünmek, hayal etmek, planlamak ve uygulamak gerekiyordu. Sadece hayal eden değil, gerçekleştiren olacaktık.
i. Hayalin ön yargı ile sorunu vardı. Ön yargısı olanların beyinleri hayal kuramazdı. Hayalleri olanlar beyinler kuruyordu. Bizim gerçekleştirilebilecek hayallerimiz vardı. Gerçekleştirebileceğimiz hayallerimiz vardı.
j. Walt Disney de ‘’ Eğer hayal edebildiğin bir şeyse, yapabilirsin. Onların peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün rüyaların gerçek olabilir.’’ diyordu. Hayallerin peşinden koşmak gerekiyordu. Hayaller gerçekleştirilebilirdi.
k. Azimli olan bir şey yapmayı arzu ederdi, gerisi gelirdi. Çünkü azim zorluk tanımazdı, gayretliydi, ataktı! Azimsiz hedef gerçekleşmezdi.
l. Hayata ve yapılacak yarışmaya hazırlanmanın kuralları vardı. Hayal kurmak gerekiyordu. Sebat etmek ve yapmak gerekiyordu.
m. Akarsu çukurunu kendi kazardı. Anlamak için okuyan, öğreniyordu. Öğrenen hayallerini gerçekleştiriyor, kendi kimliğini kazıyordu.
n. İnsan antrenmanlarla meleke kazanıyordu. Antrenmanlar tekrar demekti, tekrarlar öğretmekten öte meleke kazandırıyordu. Güzel şeyler meleke ile hayatın kendisi haline geliyordu.
YARIN : 24. POLİSİN YÜZÜ SOĞUK, KALBİ YUMUŞAKTIR!
Yorumlar
  • Nurol Sarıçiçek Aşağılayan aşağılık olur! Aşağılanan aşağılayana aşağılık olur!
    Görüntünün olası içeriği: okyanus, gökyüzü, bulut, açık hava, doğa ve yazı
  • Nurol Sarıçiçek ÇOCUK VE HAYAL...! 
    1. ‘’ Hayaller tatminsizlikten doğar; her şeyi yerinde olan bir adam hayal kurmaz.’’ Henry de Montherlant. 
    2. Çocuklarımızın, maşaallah, hayal kurmaya ihtiyaçları yok! 3. Çocuklarda her şey yerli yerinde; tatminsizlikleri yok! 
    4. Zavallı çocuklar; anne-babaları mutlu etmek, yapabileceklerini bile hayal edemiyorlar. Yazık!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder