11 Temmuz 2019 Perşembe




1.       ŞİMDİ, BABAANNEMİN TABLOSU, HER SABAH İŞE VARDIĞIMDA GÖREBİLECEĞİM ŞEKİLDE KARŞIMDA DURUYOR!.Geçmişin Karahamza Çatağı, bugünün Çatalpınar'ında 3.ve 4. sınıfları okudum. Babaannem, hemen hemen 650 rakımlı Duayeri Köyünün yayla havasından, biraz da çukurda kalan Çatalpınar'da yaşamaktan hoşlanmamıştı. Şişman bir hanımdı babaannem; OTORİTER, DİSİPLİNLİ, ÇALIŞKAN, BAŞINA DA BUYRUK, sevecen bir kadı...ndı. Babam, annesini dinler, memnun etmek için elinden geleni yapardı. İlkokul 5.nci sınıfı 650 rakımlı Duayeri Köyü'nde okumak zorunda kaldım. Babaanneme yarenlik ediyordum. Benim için büyük bir kazanımdı. İlkokulu bitirdim. İki yılımı yine köyde geçirdim. Bu 2 yıl, orta okula gideceğim diye babamın başının etini yedim. Fatsa'da evimiz yoktu. 1958 yılında bugünün Çatalpınar'ına taşınmıştık. Çatalpınar'da da ortaokul yoktu. Babam, okula göndermek istiyordu, ama bahanesi vardı; Babaannem. Babaannem köyde yalnız kalacaktı, babamın hesabına gelmiyordu. Sonunda karar verildi, bütün aile köye taşındı. Babam da BU ARADA beni Tokat'a İ.H.Okuluna gönderme kararı vermiş....Haberi alınca sevindim. Babaannem yıkılmıştı. Beni yanından ayırmak istemiyordu. Gün geldi, biz yola koyulduk, Tokat'a ulaştık. Okul başladı, harıl harıl okula gidiyor, fakat harıl harıl derslere çalışmıyorduk. Bahanem vardı; Babaanne özlemi, gurbet sancısı vs. O yıl 29 ekim tatilinde Fatsa'ya gelerek babaannemi ziyaret etmek istedim. Geldim. Köyümüze gitmeden, babama uğramak istedim Çatalpınar'a. Babamın fındık mağazasına vardım. Babam beni görünce, ne yapacağını şaşırdı. Hiç böyle görmemiştim. Gözlerine baktım, ağlıyordu. Damlalar hızlanmaya başladı. Koştum, sıkı sıkı sarıldım; hiç bir şey konuşmuyorduk. Babamla aramda 45 yaş olmasına rağmen arkadaş gibiydik. Öylece ne kadar kaldım, hatırlamıyorum. Babam, derin bir nefes aldı, göz yaşlarını gömleğinin koluyla sildi. Suskun bir haldeydik. Eskiden olduğu gibi, kasadan para çıkardı, verdi, ''köyde ihtiyaç vardır, bir şeyler al da git eve , geç kalmadan '' dedi. Çatalpınar'dan Karahamza, Akkaya, Göllerbaşı, geçmişin Çelkezdağı köylerini geçerek Köyümüze ulaştım. Öğle sonra köyümüzün toprağında yürümeye başladım. Yolumun üzerindeki köy mezarlığına uğramadım. Eve varınca, evin camlarına vurarak BABAANNEM'e ulaşmak istedim, cevap veren kimse yoktu. Sonra, avluya yöneldim. Mısır öbeğinin arkasından bir ses geliyordu, varınca annemi gördüm; mısır deriyordu. Beni görünce şaşkın şaşkın bakakaldı. Yanına koştum, kucakladım. Annem de ağlamaya başladı, ben de kendimi bıraktım. Öylece kaldık uzun zaman. ''Babaannenin ölümünü duydun da mı geldin'' diye sordu annem. Cevap veremedim; DUYMAMIŞTIM BABAANNEMİN ÖLÜM HABERİNİ. BABAANNEMİ ZİYARETE GELMİŞTİM. ŞİMDİ, BABAANNEMİN TABLOSU HER SABAH İŞE VARDIĞIMDA GÖREBİLECEĞİM ŞEKİLDE KARŞIMDA DURUYOR!.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder