28. İLETİŞİM VE MÜCADELE SİNERJİYE VARIRDI!
a. İletişim ve mücadele insanı yücelten aklın kontrolünde devam eder. İletişim kurar, mücadele eder, sinerji bulursun.
b. Sinerji: Bir işi yapmak ve sonuçlandırmak için varılan ortak istek ve güç, diye tarif ediliyor Türk Dil Kurumu sözlüğünde.
c. Yani iletişiminiz, mücadelenizle birleşirse, bu ortak çalışma sizi daha büyük bir kuvvetle buluşturur. Onun adı SİNERJİ'dir.
d. Bu özellikler insan tembellikten, pısırıklıktan, bıkmışlıktan kurtarır. İletişim sizi arzuya taşır. Arzu düşünceye götürür. Düşünmek anlamayı, algılamayı sağlar. Algılama ve anlama plan yapmanızı, planınız da uygulama yapmanıza, o da sonuç almanıza imkan verir. İşte buna biz, '' ADAPUR '' diyoruz. Arzula. Düşün. Anla. Planla. Uygula. Raporla ve sonuç al!
e. Allah’a şükür Anadolu çocukları çalışkandır. İletişimleri kibarlıklarını ortaya çıkarır. Başka çareleri de yoktur! Çalışkan, iyi niyetle bir şeyler yapan sokakta başı dik yürür. Bunun yolu iyi niyetten geçer, iyi niyetini ne olursa olsun bozmayacaksın.
f. O dönemde memurluk farklıydı. Devlet memurluğu, bir statüydü. Saygınlığı olan bir makamdı. Devlet memurluğu, saygınlık dereceleri, hangi kurumun memuru olduğunuza bağlı olarak farklılık gösterirdi.
g. Askerlik birinci sırayı alırdı. Sonra yargı unsurları statülerini korurdu. Hakim, savcı, ve polisin saygınlık dereceleri yüksekti. Genel olarak bürokrasi saygınlığı olan bir kurumdu. Sivil olarak, siyaset, sermaye, basın güç odakları olarak anılırdı.
h. Polis, halkın gözünde farklı bir yerdeydi. Vatandaşla içiçe olmanın avantajını taşıyordu. Düşündü, vatandaşla iletişiminde, ilişkilerinde ilk adımı kendisi atmaya karar verdi. Üniforması da vardı. Üniformasının düğmesi bile azizdi. Bu durumu zorbalığa dönüştürmeden vatandaş ile iletişimini korumalı, kendini kabul ettirme mücadelesini sürdürmeliydi.
i. Birileri başarıyordu. Kendisi de başaracaktı. Çocuklarını bu sayede topluma kazandıracaktı. İlk kızı dünyaya gelmişti. Çocuk şans demekti. Şanslıydı. Eline biraz daha fazla para geçecekti. Bu çocukların rızkıydı.Yuva rızıktı, maddi-manevi nimetler de rızıktı, şükür etmek, tasarruf kabiliyeti geliştirmek, öğrenmek için okumak da rızıktı. Rızık sadece yenip içilen şeyler değildi!
j. Vatandaşa karşı kibar olmak da yetmiyordu. Kibarlık zayıflık olarak anlaşılmamalıydı. Okumalı, kendini geliştirmeli, bilgili polis olmalıydı. Polis bilgili ve bilgisini işine hakim kılmalıydı! Bilgi güç ve merhametti!
k. Belinde silah vardı. Bilgi silahtan daha güçlüydü. Eli silah tutan çok insan vardı. Beyni bilgi tutan insanlara da ihtiyaç vardı! Merhamet, bilgi ve sevginin gücüyle, iyiliğe dönüşürdü.
l. Diploma almak yetmiyordu. Diploma belgeydi. Bazan kurumlar belge dağıtıyordu. Dağıttığı belge, olması gereken bilgiyi kapsamıyordu. Memurlukta kademe, derece almak önemliydi.Diploma derece sağlıyordu, bir de bilgi ile donanırsa kendine güveni daha da artacaktı.
m. Kademe ve derece para demekti. Kıt kanat geçindiği için, memurların maaşlarına ek üç kuruşa ihtiyaçları vardı. Kimi anne-babasına, kimi okuyan kardeşlerine harçlık veriyordu. Anne babasından harçlık alanlar da vardı. Onlar azınlıktaydı.
n. Bilgi edinen, bilgisini genişleten memurların hakkını teslim etmek gerekirdi. Bilgi de kibarlığın doğru algılanmasını sağlayabilirdi. Bilgi edinmek için diploma şart değildi. Okumak, yılmadan okumak, öğrenmenin, bilgi dolmanın en iyi yoluydu.
o. Yine de bilgi belgeyi kapsamalıydı. Okumak, özellikle bilinçli okumak gerekiyordu. İkram edilecek fazla bir şeyi yoktu. Hiç olmazsa bilgi ikram edebilirdi. Bilgi, insanın ismine saygısını gösterirdi. Bilgi güven demekti. Bilgi okumanın yavrusuydu.
p. Bilgi, iletişim ve mücadele demekti. Bilgi güç ve kuvvet demekti. Bilgi yavru demekti, sevgili demekti, değer demekti.
q. Bilgi edinmenin yolu okumaktı. İsmine layık olmak için ne gerekiyorsa yapacaktı. Çalışacak, gayret edecek, insanlara iyilik yapacaktı. İletişimi ve mücadeleyi bilgi ile sürdürecekti. Hayatının bir anlamı olmalıydı; öğrenecek, öğretecekti.
YARIN : 29. İLETİŞİM VE MÜCADELE SÜREKLİLİK ARZ ETMELİYDİ!
a. İletişim ve mücadele insanı yücelten aklın kontrolünde devam eder. İletişim kurar, mücadele eder, sinerji bulursun.
b. Sinerji: Bir işi yapmak ve sonuçlandırmak için varılan ortak istek ve güç, diye tarif ediliyor Türk Dil Kurumu sözlüğünde.
c. Yani iletişiminiz, mücadelenizle birleşirse, bu ortak çalışma sizi daha büyük bir kuvvetle buluşturur. Onun adı SİNERJİ'dir.
d. Bu özellikler insan tembellikten, pısırıklıktan, bıkmışlıktan kurtarır. İletişim sizi arzuya taşır. Arzu düşünceye götürür. Düşünmek anlamayı, algılamayı sağlar. Algılama ve anlama plan yapmanızı, planınız da uygulama yapmanıza, o da sonuç almanıza imkan verir. İşte buna biz, '' ADAPUR '' diyoruz. Arzula. Düşün. Anla. Planla. Uygula. Raporla ve sonuç al!
e. Allah’a şükür Anadolu çocukları çalışkandır. İletişimleri kibarlıklarını ortaya çıkarır. Başka çareleri de yoktur! Çalışkan, iyi niyetle bir şeyler yapan sokakta başı dik yürür. Bunun yolu iyi niyetten geçer, iyi niyetini ne olursa olsun bozmayacaksın.
f. O dönemde memurluk farklıydı. Devlet memurluğu, bir statüydü. Saygınlığı olan bir makamdı. Devlet memurluğu, saygınlık dereceleri, hangi kurumun memuru olduğunuza bağlı olarak farklılık gösterirdi.
g. Askerlik birinci sırayı alırdı. Sonra yargı unsurları statülerini korurdu. Hakim, savcı, ve polisin saygınlık dereceleri yüksekti. Genel olarak bürokrasi saygınlığı olan bir kurumdu. Sivil olarak, siyaset, sermaye, basın güç odakları olarak anılırdı.
h. Polis, halkın gözünde farklı bir yerdeydi. Vatandaşla içiçe olmanın avantajını taşıyordu. Düşündü, vatandaşla iletişiminde, ilişkilerinde ilk adımı kendisi atmaya karar verdi. Üniforması da vardı. Üniformasının düğmesi bile azizdi. Bu durumu zorbalığa dönüştürmeden vatandaş ile iletişimini korumalı, kendini kabul ettirme mücadelesini sürdürmeliydi.
i. Birileri başarıyordu. Kendisi de başaracaktı. Çocuklarını bu sayede topluma kazandıracaktı. İlk kızı dünyaya gelmişti. Çocuk şans demekti. Şanslıydı. Eline biraz daha fazla para geçecekti. Bu çocukların rızkıydı.Yuva rızıktı, maddi-manevi nimetler de rızıktı, şükür etmek, tasarruf kabiliyeti geliştirmek, öğrenmek için okumak da rızıktı. Rızık sadece yenip içilen şeyler değildi!
j. Vatandaşa karşı kibar olmak da yetmiyordu. Kibarlık zayıflık olarak anlaşılmamalıydı. Okumalı, kendini geliştirmeli, bilgili polis olmalıydı. Polis bilgili ve bilgisini işine hakim kılmalıydı! Bilgi güç ve merhametti!
k. Belinde silah vardı. Bilgi silahtan daha güçlüydü. Eli silah tutan çok insan vardı. Beyni bilgi tutan insanlara da ihtiyaç vardı! Merhamet, bilgi ve sevginin gücüyle, iyiliğe dönüşürdü.
l. Diploma almak yetmiyordu. Diploma belgeydi. Bazan kurumlar belge dağıtıyordu. Dağıttığı belge, olması gereken bilgiyi kapsamıyordu. Memurlukta kademe, derece almak önemliydi.Diploma derece sağlıyordu, bir de bilgi ile donanırsa kendine güveni daha da artacaktı.
m. Kademe ve derece para demekti. Kıt kanat geçindiği için, memurların maaşlarına ek üç kuruşa ihtiyaçları vardı. Kimi anne-babasına, kimi okuyan kardeşlerine harçlık veriyordu. Anne babasından harçlık alanlar da vardı. Onlar azınlıktaydı.
n. Bilgi edinen, bilgisini genişleten memurların hakkını teslim etmek gerekirdi. Bilgi de kibarlığın doğru algılanmasını sağlayabilirdi. Bilgi edinmek için diploma şart değildi. Okumak, yılmadan okumak, öğrenmenin, bilgi dolmanın en iyi yoluydu.
o. Yine de bilgi belgeyi kapsamalıydı. Okumak, özellikle bilinçli okumak gerekiyordu. İkram edilecek fazla bir şeyi yoktu. Hiç olmazsa bilgi ikram edebilirdi. Bilgi, insanın ismine saygısını gösterirdi. Bilgi güven demekti. Bilgi okumanın yavrusuydu.
p. Bilgi, iletişim ve mücadele demekti. Bilgi güç ve kuvvet demekti. Bilgi yavru demekti, sevgili demekti, değer demekti.
q. Bilgi edinmenin yolu okumaktı. İsmine layık olmak için ne gerekiyorsa yapacaktı. Çalışacak, gayret edecek, insanlara iyilik yapacaktı. İletişimi ve mücadeleyi bilgi ile sürdürecekti. Hayatının bir anlamı olmalıydı; öğrenecek, öğretecekti.
YARIN : 29. İLETİŞİM VE MÜCADELE SÜREKLİLİK ARZ ETMELİYDİ!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder